Proje Koordinatöründen

Ankara’dan Kızılcahamam’ a doğru yola çıktığınızda, yaklaşık 80 km sonra bir tabela ile karşılaşırsınız. Sağa doğru Çerkeş okudur bu tabela. İşte bu istikamete döndüğünüzde İç Anadolu’nun bambaşka bir yüzünü görmeye başlarsınız. Çünkü küçük ve şirin köylerin içinden, mis gibi kokan meşe ve çam ağaçlarının arasından, Işık Dağının tepe noktasına doğru kıvrıla kıvrıla çıkmaya başlarsınız. Arabanızın camını açıp o mis gibi havayı içinize çekmeyi, yolda durup çeşmelerinden buz gibi akan suları yüzünüze çarpmak istersiniz. Işık Dağını tırmandığınızda ise artık yemyeşil olmuştur her yanınız. Tepe noktasını geçipte aşağı doğru inmeye başladığınızda, bir süre sonra bir ova karşılar sizi ve üzerinde kurulmuş bir ilçe; Çerkeş!

Çankırı ilimizin bir ilçesi olan Çerkeş’e elbette tek yol Ankara’dan geçmez. İstanbul’a yakınlığı, Karadeniz yolu üzerinde olması ve üzerinden demir yolu geçmesi Çerkeş’i her daim ulaşılabilir kılmıştır. Hal böyle olunca, bir kavşak niteliğindeki Çerkeş, kökleri Osmanlı İmparatorluğuna dayanan bir ilçe olmuştur. Depremler ve yangın geçirmiş, birçok kez yerleşim yerle bir olmuş ancak hep yaşamaya devam etmiştir.

Tüm bu yaşanan süreçler Çerkeş’i bir yandan olgunlaştırmış, güçlendirmiş bir yandan da yormuştur. Şimdilerde hayvancılığın temel geçim kaynağı olan Çerkeş, yeniden doğuyor. “Saraydan Çerkeş’e, Çerkeş’ten Herkese, Çerkeş Yemekleri” projesi yeniden doğuş akımından sadece bir tanesidir.

Yemek kültürü bir topluluğun tamda aynası niteliğindedir. Kökleri Osmanlıya dayanan bu ilçemizin nefis yemeklerinin envanterini çıkartmak; tarihe tanıklık ederek, onu kayıt altına alıp gelecek nesillere aktarma şansı tanınması, ilçede marka değeri taşıyan ürünlerin tespitinin yapılabilmesi ve bence en önemlisi ilçeye yeni bir ekmek kapısı sağlayabilecek, kadınlarımızın başını çektiği bir yemek turizmi yaratılması açılarından çok değerliydi. Web sitesiyle belki de Türkiye’de bir ilke imza atacak olan bu projenin bir çıktısı da, tüm yemeklerin tariflerinin bulunduğu kitaptır.

En başa dönecek olursak, tüm bunları gerçekleştirebilmek için, fikrimizi projelendirip, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’ndan destek aldığımızı öğrendiğimizde içimizde duyduğumuz heyecan memleket sevgisinden başka bir şey değildi. Üç ay gibi kısa bir sürede sınırlı kaynak ve şartlarla, kitap ve web sitesini ortaya çıkartıp, kadınlarımızın girişimcilik eğitimi almasını sağlayarak projeyi hayata geçirecektik. Bu kadar sınırların arasında sınırsız olan tek bir şeyimiz vardı. O da; başta kadınlarımız olmak üzere gönlünü Çerkeş’e vermiş, Çerkeş halkıydı. Büyüklere danışıldı, toplantılar yapıldı, gönüllüler toplandı ve başladı unlar elenmeye. Unlar elendi, hamurlar açıldı, yaprak yaprak baklavalar, börekler pişti. Saatlerce, günlerce yemekler hazırlandı, videolar ve fotoğraflar çekildi, montajlar, kurgular, tasarımlar, taslaklar hazırlandı ve proje ortaya çıktı.

Elbette bu projeyle sadece bir adım atıldı. Daha yapılacak çok şey var. Ancak ortaya çıkan bu projeyle değişimin başladığını yaşayarak göreceğiz ve uzun vadede meyvelerini toplayacağız.

Ayakta durabilmeyi her koşulda başarmış Anadolu kadınının, Çerkeş’teki hünerli ellerinden yapılmış yemeklerden tatmadan, nefis sütünden içmeden, yoğurdundan yemeden, balını önce koklayıp sonra damağınıza yapıştırmadan yani Çerkeş’e uğramadan geçmeyin!

Çerkeş sizi keşfedilmek için bekliyor!

Özlem Gülşen Tarhan
Proje Koordinatörü

Reklam

Yorumlar kapatıldı.

%d blogcu bunu beğendi: